Müzik, bedenle ruhu buluşturan eski bir şifa aracı olarak karşımıza çıkıyor. Sesin ve melodinin iyileştirici etkisi, kadim medeniyetlerden günümüze kadar süregelen bir inanç olarak sürüyor. Zihinsel durumu dengeleyen ve stresle başa çıkmaya yardımcı olan bu güç, özellikle Türk musikisinin makamları üzerinden dinleyiciye farklı duygusal titreşimler sunuyor. Her makam kendi frekansını ve enerjisini taşıyarak bir çeşit terapi niteliği taşıyor ve bilim insanlarının dikkatini bu etkileşim üzerinde topluyor.
Gündelik yaşantıda daha net odaklanabilmek için kullanılan birkaç makam, günün farklı saatlerinde dinlenmesi önerilerek ruh halini destekliyor. Rast makamı sabahları canlandırıcı etkisiyle moral gücünü artırır; Uşşak makamı ise akşamları içsel dinginlik sağlar. Hicaz makamı stres ve kaygıyı hafifletir; Hüseyni makamı ise içsel denge ve sakinleşme için tercih edilir; Isfahan makamı ise düşünceleri berraklaştırıp konsantrasyonu yükseltir.
MODERN BİLİMİN IŞIĞINDA MÜZİK TERAPİSİ bölümünde, nörobilim, psikoloji ve tıp alanındaki çok sayıdaki çalışma müziğin etkilerini kanıtlar nitelikte. Anksiyete ve stresin azalması, melodik ve ritmik müziğin kortizol seviyelerini düşürdüğünü ortaya koyarken; Ağrı yönetimi dinleyici odaklanmasını azaltıp ağrıya olan ihtiyaçta düşüş sağlayabilir. Uyku kalitesi ise sakinleştirici makamların sinir sistemini rahatlatmasıyla daha derin bir uykuya geçişi destekler. Demans ve hafıza desteği, beyin hafıza bölgelerini uyararak eski anıların ve duyguların yeniden canlanmasına yardımcı olur; tanıdık makamlar ise hastalarda olumlu tepkiler doğurur.
UZMAN GÖZETİMİNDE YAPILMALI ifadesi ise bir uyarıdır: müzik terapisi, tek başına bir tedavi değildir. Başlıca tedavilerin tamamlayıcı bir araç olarak kullanılması gerekir. Özellikle ciddi sağlık sorunlarında, uygulamalar mutlaka bir uzman gözetiminde yürütülmelidir.
News
