Şiddetli kuraklık nedeniyle su kaynaklarının çoğu neredeyse tükenmişken, Edirne’nin kara iklimi içinde yer alan ve sınırlarındaki Göl Baba sulak alanı adeta bir vaha gibi duruyor. Yılların en kurak ve sıcak dönemlerinin hissedildiği bu kentte nehirler, barajlar ve göletler su seviyesini ciddi ölçüde kaybetti; tarımsal sulama ihtiyaçları arttıkça pek çok su kaynağı kurudu. Tunca Nehri’nin bazı kesimlerinde akış giderek azaldı ve bölge genelinde su tehlikeli boyutta azaldı.
KURAKLIĞA KARŞI YEŞİLLİĞİN DİRENÇ Merkeze bağlı Büyükdöllük ile Değirmenyeni köyleri arasındaki Göl Baba, çevresindeki doğal kaynaklar ve kış yağışlarının etkisiyle kuraklık karşısında dirençli duruşunu sürdürüyor. Doluluk oranı yüksek olan bu alan, çevresinde yemyeşil bir tablo sunuyor ve kuraklığın olumsuz etkisini bölgeye aksettirmiyor.
“KURAKLIKTAN HİÇ ETKİLENMEDİ” Edirne Biyoçeşitlilik Çalışmaları Derneği Başkanı Özmen Yeltekin, Göl Baba’nın bölge açısından özel bir konuma sahip olduğunu ifade ediyor. Kentte görülen ciddi kuraklık bu sulak alanı neredeyse etkileyememiş durumda.
“ÇEVRESİNDEKİ KAYNAKLARDAN BESLENİYOR” Yeltekin, sulak alanın yeşilliğini korumasını şu sözlerle açıkladı: Göl Baba, çevresindeki 4-5 kaynaktan besleniyor; bu kaynaklar tamamen kurutulmuyor, yaz aylarında da alana su tedarik ediyorlar. Zemini suyla doygun olduğu için her mevsimde su bulunuyor. Pek çok bölgede yazın bile su kaybı yaşanırken Göl Baba’nın etrafı yeşilliğini sürdürerek güzel bir manzara oluşturuyor. Burada pek çok kuş türü yaşıyor ve köy halkı da hayvanlarını bu alanın yakınlarında otlatıyor.