Güncel diplomasi trafiğinin merkezinde yer alan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu kez Mısır’ın MBC Masr kanalında yanıtladığı sorularla Orta Doğu’nun güncel dinamiklerini masaya yatırdı. Fidan, bölgede güvenlik odaklı ortak bir mekanizmanın mümkün olabileceğini ifade ederken, bunun nasıl bir yol haritası izleyebileceğini de paylaştı.
“Hükmetme değil iş birliği” başlığıyla değerlendirdiği yaklaşımında, Arap ve İslam ülkelerinin oluşturacağı bir bütünleşik siyasal sistemin hedeflenebileceğini belirtti. Ülkelerin ulus-devlet çatısı üzerinde dengelerini oturttuğu bir dönemde, ortak bir vizyonla ilerlemenin yolunun açık olduğunu vurguladı. Türkiye’nin bölgesel güvenlik, toprak bütünlüğü ve egemenlik sorumluluklarını ön planda tutarak bir güvenlik platformu kurması gerektiğini söyledi. “Herkes birbirinden emin olmalı; bunun için bir platforma ihtiyaç var.” Diyalog ve iş birliği temelinde çok yönlü ekonomik ve güvenlik adımları inşa edilebileceğini ifade etti.
“Türkler geliyor” şeklindeki söylemlerle bölgede geçmişteki çatışmaların ve yer kapmaların rolüne işaret eden Fidan, Türk hareketinin yeniden bölge siyasetine etki edeceğini belirtti. Buna karşılık, herkesin sınırlarının net olduğu ve karşılıklı saygıya dayanan bir düzenin gerekliliğini bütünlük içinde vurguladı.
Fidan, bu vizyonun hayata geçmesinin önünde karşılaşılabilecek zorlukları kabul ettiğini ancak bölgeyi istikrar ve refah açısından dönüştürmenin bu hedeften geçtiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu vizyona inandığını ve siyasi desteğin sürdüğünü ifade etti. “Yaşadığı süreçte bu hedefin hayata geçtiğini görmeyi umuyoruz.” dedi.
“Uluslararası sistemin yetersizliği” konusuna değinen Fidan, BRICS, ASEAN ve ŞİÖ gibi oluşumların yakın dönemde etkili roller üstlenip üstlenmeyeceğine dair soruya yanıt verirken, Gazze krizi ve başka küresel gerilimlerin mevcut yapıyı zorladığını vurguladı. BM ve BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi gerektiğini söyleyerek, tek başına güçlü ittifakların tüm sorunları çözemediğini, BRICS ve ŞİÖ gibi aktörlerin daha belirgin rol alacağını belirtti.
“MISIR-İŞKİLERİ İŞBİRLİĞİ” bölümünde Türkiye-Mısır ilişkilerinin geldiği nokta, modern tarihin en iyi düzeyi olarak nitelendirildi. Fidan, halklar arasındaki benzerliğin siyasi elitler arasındaki iletişim ve karşılıklı güvenle daha da güçlendiğini söyledi. İkili ilişkilerin potansiyelini daha ileri taşımak için geniş kapsamlı bir çalışma gerektiğini ve bunun, profesyonel bir çaba ile mümkün olacağını belirtti. “Çünkü her iki ülke de kendi potansiyellerinin ötesinde birlikte çalışmanın yolunu arıyor.”
Görüş ayrılıklarının uzlaştırılması konusunda, Libya ve Sudan gibi konularda zaman içinde sağlanan güven ve istişarenin örnek olduğu; Gazze ve Filistin konularında da yakın işbirliğinin sürdüğünü vurguladı. “Etle tırnak gibi çalışıyoruz” ifadesiyle samimi bir dayanışmayı işledi.
News
